Buluşma Noktamız Mutfaklar

AYSHA DERGİSİ – EYLÜL 2014

Evin ana yaşam alanları için mobilya dünyasına sarılan tasarım trendleri, son yıllarda var gücüyle mutfaklara odaklanmış durumda. Gitgide büyüyen, oturma, dinlenme ve yemek bölümleriyle birleşerek 7/24 yeni yaşam alanları olarak konumlandırılmış ‘geleceğin mutfakları’ artık sadece bir istasyon değil, ev sahipleri ve konukları için bir buluşma noktası.

Son yıllarda –özellikle de dekorasyon ve iç mimarinin hayatlarımızda önem kazanması ve yeni konut dalgasında doğan evlerin de bu çizgide inşa edilmesiyle- ilk olarak mutfaklarda gelenekselcilik yıkıldı ve yerine gerçekten de ‘bir yaşam ve sosyalleşme alanı’ olarak tasarlanan geniş, çok sayıda depolama alanına sahip, insan ergonomisine uyumlu, çevre ve doğa dostu, oturma, dinlenme alanlarına sahip, yepyeni bir mutfak nesli aldı. Artık mutfakların sadece yemek yapmak için değil, evin içinde var olan yaşam konseptini kapsayan alanlar olarak tasarlandığını görüyoruz.

Bir yanda natüralist dokular, fonksiyonel üniteler, alışılagelmedik renkler ve materyaller, diğer yanda organik formlar,  maksimum verime dayalı teknolojiler, oturma alanlarıyla salona devam eden tasarımlar… İşte tüm bunlar ‘daha fazla vakit geçirilen mutfaklar’ için. Belki de bu yüzden yemek pişirme ve sunum estetiği gibi kavramlar gitgide popülerleşiyor.

2014 Milano Tasarım Haftası sonrasında ortaya çıkan mutfak haritasında, saklama çözümlerinin inovasyonda en fazla önem verilen noktalardan biri olduğunu görüyoruz. Genelde modüler olarak tasarlanan günümüz mutfaklarında, tüm depolama detayları düşünülerek tasarım yapılıyor. Öte yandan, kullanıldığı her mekâna sıcak bir atmosfer armağan eden mucizevi malzeme ahşap, doğallığıyla büyüleyen yeni nesil mutfaklarda daha modern hatlara bürünerek karşımıza çıkıyor. Çokça kullanılan parlak lâkeler önümüzdeki yıllarda yerini mat lâke ve doğal ahşaba bırakıyor. Yeni nesil kent yaşamını simgeleyen ‘süper sistem’ mutfaklar, net ve yalın çizgilere sahip, abartısız, rahat ve işlevsel unsurlara sahip. Adalı olarak tasarlanan mutfaklarda yemek yemenin dışında TV üniteleriyle birlikte tasarlanan kütüphaneler ve hobi alanları da yeni nesil mutfakların nasıl ‘mekânsal olarak çok işlevli’ olduğunun örneği adeta.

Yeni jenerasyon mutfak tasarımının en önemli dinamiklerinden biri de ‘renk’. Mutfağa enerji kazandırmak için renklerin gücünden faydalanan bu modellerde en çok rağbet gören tonlar arasında neon kırmızı, turuncu, sarı ve limon küfünü sıralayabiliriz. Bu tarz mutfak atmosferleri yeni teknoloji ve retrospektif bir çizgiyle üretilen klasik fırın, ocak ve davlumbazlarla tamamlanıyor.

Yine de yeni sezonun en gözde trend kodu, ‘yeşil’. Çevreci ve doğa dostu olmanın ötesinde ‘yeşil odaklı’ tasarlanmış mekanların popülerleşmesiyle, mutfaklarda taze otların yetiştirildiği raflar, adeta bir bahçe gibi düzenlenen bitki köşeleri ve botanik temalı duvar kağıtları/ paneller/separasyonlar, bu şovdaki yerlerini tek tek alıyor. Bu da yaşam alanı olarak kullanılan mutfaklara yeni ve taze bir doğa soluğu getiriyor.

Şunu unutmayın ki mutfak kavramı sağlıklı olmakla eşdeğer. Hem beslenmede hem mimari anlamda, sağlık deyince de akla ilk önce mutfaklar geliyor. Dolayısıyla malzemesiyle, kurgusuyla, teknolojisiyle, ergonomisiyle her mutfağın önce insan sağlığına seslenmesi gerekiyor. Dolayısıyla klasik mutfakların önceliklerini bir yana bırakıp mimarlara kulak vermek ve çoğul tercihlerin ne yönde ilerlediğini iyice öğrenmek gerekiyor.