Bu farklara hazır olun!

Biz dekorasyon profesyonelleri için yeni bir yıl demek, yeni bir yol demek. Yürünecek, birer öncü olarak bakılacak, gözlemlenecek… 2017 pek çok konu başlığının yanı sıra özellikle varoluşumuzun anlamıyla bağlantılı pek çok alt metine sahip, derinlikli bir yıl olacağa benziyor.

Mimar A.Ozan Ekşi 

 

Günümüz parametrelerinde, ev demek özel olan yer demek. Özel demek özerk demek. Özerk ise eşi benzeri olmayan demek. Bugün tam da bu hayatın hayali içindeyiz. Bize özel üretilmiş, bireysel, hayatımıza lüks hissi katan ve ayırt edilen ürünleri arzuluyor, kalabalıktan ayrışmak istiyoruz. Kişiye özel üretim yapan yeni endüstri; bizimle bağ kuran ve hiç olmadığı kadar tasarıma odaklanan el yapımı ürünlere imza atan tasarımcılar, zanaatkârlar ve sanatçılardan oluşuyor. Dolayısıyla önümüzdeki zamanlarda el işçiliği gerçekten de çok önem kazanacak.  

Alt metinlerden birinde ise doğa var. Doğanın ve yaşamın içindeki maddelerden ilham aldığımız bu dönemlerde ten renkleri, yosun ve taş tonları, kireçli yüzeylerden esinleniyoruz. Bu noktada doğayı tanımlamak gerekiyor: Doğa, hayatın içinde sürekli aradığımız kontrolün denge merkezi… Doğa tüketiyor, içeri süzülüyor. Biz de yaradılışın karmaşık kırılgan dualitesine ve gücüne saygı duyuyoruz. Örneğin; bir böcek kanadının hassas yapısı, bir tepenin üstünde açıklanamaz biçimde istiflenmiş kayalar, sıcaktan kavrulmuş toprağın çatlak yüzeyi gibi harikalar yönümüzü belirlemekte…

Doğadan sadece bize ilham vermesini değil, bizimle birleşmesini de istiyoruz. Onun kendine has vasıflarını devreye soktuğumuzda; maddeler ve formlar güzel, beklenmedik, eşsiz ve daha insani hissettiren tasarımlara dönüşüyor.

Şimdi biraz da geçmiş ve gelecek zamanların arasında yaşadığımız “bugün”e bakalım: Derin ve görkemli hardal, pembe ve mor tonlarının arasında biraz ağır gelebilecek klasizm ve geleceğin öpücüğü olan bilimkurgu. Bunlar bir araya gelerek modernize ediliyor. Geleceğe doğru ilerlerken geçmişimize dair güvenceler arıyoruz. Güven hissi veren anıları çağrıştıran çağdaş tasarımlar bizi kendine çekiyor. Gerçekliğimiz, belirsizlik zamanlarında ayaklarımızı yere bastıracak nostaljik referansların konforunu aradığımız dijital bir dünya örneği. Tasarım; analog süreçleri keşfediyor, kişiye özel hale getiriyor ve yeni teknolojinin gelişmesi sayesinde eski tekniklere yeniden hayat veriyor. Şimdi koyu ve gizemli renkler zamanı! 

Renklerden bahsederken, dünyanın kültürel ve folklorik kökleriyle ünlü köşelerinden ilham alarak yürüdüğümüz bu zamanlarda sınırsız dünya paletinden de bahsetmemiz gerekiyor. Bu paletin büyük kısmını koyu renkler oluşturuyor ve bu tonlar parlak kırmızılar, pembeler, mercan rengi ve uzay çağı metaliklerle yan yana duruyor. Canlı tonlar, keşfedilmemiş derin dünyaların ürkütücü etkisini tekrar yaratmak amacıyla vurgu yapmak için kullanılıyor. Gezegenimiz gitgide kalabalıklaştıkça, bilinmeyen dünyaların inovatif imkanlarını keşfediyoruz. Bu harekette, renk kombinasyonlarıyla yapılan deneyler bizi kahverengi ve zeytin yeşilinin solmuş, bulanık tonlarını parlak asit renkleriyle çarpıştırmaya yönlendiriyor. Yeni retro, 1950’lerden yüzyılın sonuna kadar süren dönemden ikonik unsurları karıştırarak şekil almakta. Mekânları tanımlayan renk kullanımlarından büyüleniyoruz; renkli dönemleri yansıtan görüntüler sayesinde ilhamımızın sınırlarını genişletiyor, 60 ve 70’lerin tasarım etkilerini de heyecanımıza dahil ediyoruz. Öyle bir zaman ki, renkler beklenmedik kombinasyonlarla yaşam alanlarımıza süzülmüş ve plastik gibi modern malzemelerin yeni teknolojilerle akışkan formları başlamış. Burada birçok Memphis ürünü görülüyor. 80’li yıllarda Ettore Sottsass tarafından kurulan Memphis Group, bol renkli, lamine plastik ve asimetrik tasarımlarıyla postmodern bir fenomen.

Biraz da kendi dünyamızı kuralım; bu trend bizi popülasyonun az yaratıcılığın çok olduğu Kuzey kıyılarına götürsün… Dağlar, gökyüzü, bulutlar, şiirsellik, doğa-manzara aşkı. Pamuklu, yün, mineraller, kristal, transparan lifler, elyaflar gibi bu resmin parçası olan dokuları yanımıza çekelim. Renk paletimizde buz mavisi, beyaz, lav kırmızısı, soğuk griller, petrol mavisi, günbatımı tonları olsun. Burası

gerçeklerden kaçarak hayallere dalmayı ve ulaşılmazı keşfetmeye duyulan arzuyu çağrıştırıyor. Elle tutulamaz ve soyut olan övüyor. İlhamının çoğunu Kuzey manzaralarından alıyor, evlerimize ve hayatlarımıza doğa hissini getiriyor. Kendimizi adetlerden, geleneklerden ve sınırlardan özgürleştirmek için duyduğumuz ihtirası; sıradan hayatımızda bizi ayakta tutan ipleri koparmak için içimizde var olan dürtüyü anlatıyor. Az görülen tonlar, buz renkleri bu trendi tarif ediyor; soğuk beyazlar, buz mavileri, koyu yeşiller ama aynı zamanda lav kırmızısı ve diğer volkanik tonlar, yumuşak günbatımı renkleri…

fr_0487 fr_0480 fr_0427