Uçsuz bucaksız mutluluk…
Alabildiğine mavi ve beyaz…
Mimarlık firması Kapsimalis Architects, egzotik Santorini geçmişini minimalist hatlarla bir araya getirerek taklitten uzak bir estetik yakalamış.

Santorini Adası (Yunancadaki ismi ile Thira) Yunanistan’ın en meşhur, en güzel adalarından biri. Pire Limanı’ndan 128 deniz mili uzaklıkta, Ege’nin güneyinde Kiklades Ada grubuna ait Santorini Adası, tarihi ve doğal güzellikleri ile baş döndürüyor. Volkanik bir yapıya sahip olan Santorini Adası tarih boyunca volkanik patlamalar ve depremler yaşamış, bugünkü şeklini almıştır. Bu nedenle, ada farklı bir toprak ve kaya yapısına sahip.

Bu adada yer alan Firostefani’de yan yana iki eski mağara evini yeniden inşa eden Kapsimalis Architects Santorini Adası’na gelen tatilciler için muhteşem konutlar tasarlamış.

Evlerin girişleri basamak seviyesinden daha yüksektir ve cephesinin önünde, iki havuzlu bir alan bulunuyor. Panoromik görüntüyle buluşan açık alan ortak kullanımlıdır. Özel kapı sistemiyle açık alanlar iki özel parçaya ayrılabilir.

Sol taraftaki ev yaklaşık 110 m2’dir. Oturma odası, yemek alanı bulunan bir mutfak, banyo içeren küçük bir odası ve ebeveyn banyolu ana yatak odası vardır. Rahatlama alanını da düşünen mimarlar, bu alanda duşakabin, sauna ve hamam konumlandırmış.

Sağ taraftaki ikinci ev ise 70 m2’dir. Cephenin önünde yemek alanı bulunan özel bir mutfak, oturma alanı, ana yatak odası ve eve uygun tasarlanan gardıroplar mevcut. Dolapların arkasında ise özel bir banyo bulunuyor.

Projenin amacı, birbirine neredeyse zıt olan, birbirinden tamamen farklı mağara evi yaratmaktı. Sol taraftaki uzun mağara evi, ilkel, minimal ve heykelsel bir alan olarak tasarlanmıştır.

Mağara evine zıt olan keskin çizgiler alanın mistik duygusunu yansıtıyor. Tektonik hacimler, bir tür “labirent” hissi oluşturuyor. Bu his, mağaradan toprağın kaldırılmasının artıkları olabilir…
Zeminde ve duvarlarda benzer renk paleti kullanılmış. Aynı tonlarda dekore edilen ev, iç mekânın kıvrımlı formlarını ortaya çıkarıyor. Seçilen toprak renklerini evin her noktasında görebiliyorsunuz…

Kapsimalis Architects, kavisli duvarları, geniş bir renk yelpazesi ile aydınlatarak daha ferah alanlar yaratmış. Bu ‘koza’ nın bir parçası olmak için mobilyaların çoğu özel olarak tasarlanmış. Mekânın kendine has aurasını bozmadan mermer ve ahşap mobilya parçalar kullanılmış.

Kapsimalis Architects’in mimarları şöyle açıklıyor; “İkinci evin farklı bir yaklaşımı var. Tasarımın ana fikri, eski mağarayı fütüristik, yenilikçi bir alana dönüştürmek ve mekânın sınırlarını bir kırılma noktasına itmeye çalışmaktı. Hafriyatın kazı ile ortaya çıktığını göstermek yani mağaranın izlerini geleceğe taşımak istedik. Gölgeli bir ayna konstrüksiyonu, mekâna farklı bir bakış açısı sunan, ana mekânın iki tarafını kaplıyor. Aynanın içindeki ışık ve renk efektleri, optik yansımalar ile gerçekte var olmayan ışıklı dairesel ve dikdörtgen formları mağaranın içine taşıyor. Aynanın içine gizlediğimiz özel bir video ekranı var ve çeşitli sesler, değişik ışık hareketler üretiyor.”

Özel aynanın hemen arkasında ise yukardaki banyo bulunuyor. Zemin, mağaranın kendi yapısını ve dokusunu güçlendiren açık gri mermerden yapılmıştır.

Egzotik Santorini geçmişinin estetik hatlarla günümüze uyarlanmış evlerinde konaklamak benzersiz bir deneyim sunabilir.  Siz ne düşünüyorsunuz?