Londra’ya bir buçuk saat mesafedeki İngiliz sayfiyesindeki bu bohem ve lüks ev bu denli güzel görünüyorsa, bunu Kate Moss’un yaptığı dekorasyona borçlu…
Ne giyse, neyle neyi birbiriyle yakıştırsa oluyor, neye el atsa altından ‘stille’ kalkıyor, dünyayı umursamayıp sadece kendi yoluna bakıyor. Hal böyleyken Kate Moss gibi bir kadının dekorasyonla ilgilenip işin içinden ortalama bir sonuçla çıkması mümkün müydü? Ortaya vasat bir şeyin çıkması mesela? Aklımızdan bile geçmez. Neticede dünyanın en başarılı ve iz bırakmış top modellerinden biri olmasının yanında son derece başarılı bir iş kadınından söz ediyoruz.
İngiltere’nin Oxfordshire bölgesindeki Cotswolds kasabasında yer alan The Lakes by Yoo projesiyle yaptığı işbirliği dahilinde altı ay boyunca Barnhouse adlı bu muhteşem evin dekorasyonu üzerinde çalışan Moss’un ortaya çıkardığı bohem, lüks ve özgür ruhlu mekânlar karşısında gerçekten de söyleyecek söz bulamıyoruz. Emlak girişimcisi John Hitchcox ile Fransız tasarımcı Philippe Starck tarafından kurulan tasarım ofisi Yoo’nun Cotswolds’ta yürüttüğü bu ayrıcalıklı ev projesine misafir dekoratör olarak katılan Moss da sonuçtan oldukça memnun kalmış olacak ki, bu işe mutlaka devam etmek istediğini söylüyor.
Londra’ya yalnızca 1,5 saat mesafedeki Cotswold’un gözden uzak ve coğrafi anlamda zengin köşelerinden biri olan Lakes, tasarım ofisinin hayata geçirmek istediği kişiye özel malikane- çiftlik evi kombinasyonu için tam da doğru lokasyon. “Yoo’nun başkanı John Hitchcox ile tanışır tanışmaz İngiliz sayfiyesine duyduğumuz ortak aşk nedeniyle kaynaştık. Bir de pub’ları çok sevmemiz nedeniyle tabii! John bana Barnhouse’tan bahsettiğinde tasarım ekibinin bir parçası olmayı gerçekten çok istedim. Birlikte harika bir kaçış noktası yarattık” diyor.
Beş odalı ve yüzme havuzlu malikanenin odak noktasında şüphesiz ki Crittall camlı, mavi renkli dolaplarıyla mutfak yer alıyor. Nostaljik pirinç kulpları ile düşünceli ve yoğun bir atmosfer yaratan mutfak, evin tam da kalbinde duruyor. Plush kadife kanepeler ve Moss’un seçtiği Damien Hirst, Allen Jones, Chris Levine ve Mit Senoj’un eserleriyle sanat galerisinden farksız, ormanın orta yerinde lüks ve dopdolu bir ev çıkmış ortaya. Kocaman pencereler, geniş teraslar ve mekâna özel tasarlanmış mobilyalarla tanımlanan evin en özgün yerlerinden biri ise tabii ki yüzme havuzu ve etrafındaki sosyalleşme alanları.
Ebeveyn yatak odası, kocaman tüylü halısı, beyaz yatak örtüleri, renkli yastıkları, büyük banyosu ve en genişinden yatağı ile evin en lüks bölümü. 2,5 milyon Pound’tan satışa çıkan evin dekorasyonu sırasında Kate Moss’un en büyük yardımcılarından biri ise kendi evi için de danışmanlığına sıkça başvurduğu, Grove Interiors’un kurucusu dekoratör Kative Grove olmuş.
Kate Moss, “Onsuz hiçbir şey yapmaya kalkışmam çünkü Kative Grove nelerden hoşlandığımı gerçekten iyi biliyor” diyor ve devam ediyor: “Sevdiğim her dönemden bir şeyler kattım. 1920’lerden, 60’lardan ve 70’lerden izleri her yerde görebilirsiniz, tam da bu yüzden içeriye hakim olan dekorasyonu ‘eklektik’ sıfatıyla özetleyebilirim sanırım.” Misafir yatak odasındaki siyah-beyaz duvarlar, pembe perdeler ve Peru’dan getirtilmiş yatak örtülerinin oluşturduğu kompozisyon gibi, mesela. Mobilyaların çoğu ise İngiliz zanaatkâr David Haddock’a sipariş edilmiş.
Etrafında bankların olduğu yemek masası, paslanmaz çelikten yapılmış yatak başlığı ve sayvanlı karyola, televizyon seti gibi. Haddock aynı zamanda Moss’un Londra’daki evindeki giyinme odasını da ona özel olarak tasarlayan isim.
Moss renkli ve metropol bazlı hayatı kadar sayfiye yaşamının da büyük bir hayranı. “Buralarda yeniden çocuk oluyorsunuz. Dışarıda uyuyor, ateşte yemek pişiriyor, yıldızları seyrediyorsunuz” diye özetliyor duygularını. Şanslı ki, 14 yaşındaki kızı Lila da annesi kadar çok seviyor buraları. Zaten Moss’un da hemen bu civarlarda kendine ait bir evi var. Lakes by Yoo’daki evlerin genel tarzı da tam da böyle, lüks ile işlevselliğin, doğallık ile konforun, duygu ile dinginliğin doğru bir kombinasyonu. Tabii en elegan ve İngiliz asaletinde olanlardan…