Etiket Arşivleri: sem collections

Güzellik yaratmak bir sanattır

Güzellik bir zevk meselesidir ancak güzellik yaratmak bir sanattır!
Günümüz kent yaşamının konut kulvarında önemli bir yenilik söz konusu. ‘Loft’ tipi daireler, bekar metropol insanının da, iki kişilik ailelerin de yaşam mekanı tercihlerinde ilk sıralara yerleşiyor. Hacim, plan ne olursa olsun yeni jenerasyon konut projelerindeki en önemli ortak nokta, küçük metrekareler ve çözüm odaklı alandan kazanma mottosu. Yaşam alanınızın ön plana çıkan özelliği metrekaresi değil, rahat, dekorasyonu iyi planlanmış ve akıllı çözümleriyle tasarlanması oluyor.

Genel olarak bu yeni yaşam tarzı öncelikle, ailelerinin apartman dairesi hayatından sıkılmış, dinamik ve iyi kazanan genç nesil tarafından ya da tempolu yaşayan yüksek gelirli profesyoneller tarafından tercih edildi ve edilmekte. Peki rahatına düşkün ve orijinal çözümler isteyen herkesin hayallerini süsleyen evler nasıl dekore edilebilir?

Yaşam alanında sürekli güzellik arayan estetik bir laboratuvar olan Driade, geniş kataloğunda; ev, bahçe ve kamusal alan mobilyalarını, günlük kullanım için sanat parçaları ve objeleri, birbirlerini uyumlu bir şekilde harmanlayan ruhlar içeriyor. Tüm bunlar, tasarım dünyasında Driade’yi benzersiz kılıyor.

Geniş hacimli, yüksek tavanlı ve büyük pencereli mekânlar için mobilya seçmek, dekorasyon yapmak, bir tarz tutturmak çok da kolay değil. Tek ve açık planlı mekân, dışarıda görünen kirişler, taşıyıcı kolonlar gibi unsurlar, dekoratif olarak fazla seçenek bırakmıyor. Örneğin klasist veya gösterişli bir dekorasyon tarzını seçmek işin doğasını bozuyor. Dolayısıyla gidilecek yolda modernist ve maskülenist davranmak, zaman zaman çağdaş sanat eserlerine veya tasarım heykellere yer vererek, vintage veya bir iki parça antika kullanarak yaşam gustosu olan bir denge kurmak gerekiyor. Elbette ki ‘rahatlık’ temasını göz önünde bulundurmak en önemli kriter: Bu noktada en konforlu yaşama, uyuma ve yemek yeme alanlarının belirlenmesi şart. Driade’de benzersiz, eklektik aynı zamanda şık ve zamansız tasarımları bulabilirsiniz. Hepsinden önemlisi bu ifade ve duyu araçları simyası içinde, neşe dolu ürünlerde herkes kendine benzeyen bir Driade bulur. Italian Creation Group bünyesinde olan 1968 yılında kurulan Driade ürünlerinden sandalye, masa, koltuk, yatak, kitaplık, aydınlatma ve ayna, halı gibi tamamlayıcı aksesuarlar dikkat çekmektedir.
Günümüzde birçok şirket tek başarısı ile hatırlanırken, Driade son 50 yıldır sadece tek bir proje ve tasarımıyla değil, sürekli gelişen bir estetik atölyesi, sanat fabrikası olmaya odaklanmasıyla anılmaktadır. Kurucuları markayı tanımlarken; “Üç temel unsurun sinerjisi: proje planlama, yürütme ve reklamcılık’tır.” diyor.


Driade Lab ekibinin yanı sıra uluslararası tasarım projeleri düzenleyen; Ed Annink, Bonaldo, Kartell, Magis, Moroso gibi önemli İtalyan tasarım şirketleri ile işbirliği yapan; Ron Arad, İngiliz avangard tasarımının öncü üsleri olarak uluslararası alanda tanınan Patrik Fredrikson ve Ian Stallard, İtalyan mimar ve tasarımcıların en önemlilerinden biri olarak kabul edilen; Carlo Colombo, zekâyı estetik oyunla birleştiren; Ron Gilad, Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki çeşitli üniversitelerde öğretmenlik yapanToyo Ito ve Ludovica – Roberto Palomba gibi ünlü tasarımcılar da yer alıyor.
Kısaca, evlerimiz günümüzün adeta kişisel yaşam alanı değil de sahnesi gibi. Büyüklüğü, ferahlığı, akışkan alanları ve kokusuyla tam bir arena. Kentin tüm klişeleşmiş ve monotonlaşmış sistemine karşı bir jest gibi. Yani hayata bakışını değiştirmek ve akışını yönetmek isteyenler için kaçırılmaz bir deneyim. Neden olmasın ki?

Yaşantınızı organize eden lüks dokunuşlar

Minimalizm denince keskin hatlı, renksiz, soğuk, içinde yaşaması mümkün olmayan bir mekân hayal edenlerden misiniz? Evet, kavramın gelişim sürecinde belli bir noktada tam olarak bu sıfatları hak ettiği su götürmez bir gerçek. Ne mutlu ki dünya değişiyor, yeni nesiller eski fikirlere farklı bakıp onları dönüştürebiliyor. Duyarlılık çağından minimalizme bakınca karşımıza çıkan yeni kavram; hem işlevsel, hem estetik değerleri hem de konfor anlayışıyla kalpleri fethediyor.

Duyarlı minimalizmi; net çizgiler, düzenli, ferah bir atmosfer ve akışkan formların hayatın vazgeçilmez birer parçası haline gelmesi olarak tanımlayabiliriz. Beş duyuya ve ötesine hitap eden, anı yaşamak üzerine kurgulanmış, biraz Zen, biraz İskandinav, biraz İtalyan, endüstriyel, bir tutam bohem,  kesinlikle ve bolca Yüzyıl Ortası Modern… Showroom gibi gözüken, bildiğimiz minimal iç mekânların yanına yakışmayan, rahatlığın ön planda olduğu bir stil.

Orijinal anlamıyla minimalizm bir stilden çok bir yaşam biçimi, 60’larda ortaya çıkan bir isyan; “her şeye karşı olma” hali. Modern mimarinin yaratıcılarından Mies van der Rohe’nin meşhur lafı “Az çoktur”un uç noktada yorumlanış şekli. Bu aforizma birçok uzmana göre mimarlık tarihinin en fazla deforme edilmiş özlü sözü olma özelliğini taşıyor. İşin aslı söz Mies’e ait değil, büyük hayranlık duyduğu ustası Peter Behrens’in lafı. Mies bu sözü kendisine motto edinerek dönemin barok, art nouveau ve art deco gibi süsleme odaklı yapılarına karşı bir duruş yaratmak amacıyla kullandı. Behrens’in başlattığı işlevsel, sade, teknik detayların sanatsal estetiğini sergileyen yapı konseptini, ustasının dahi hayal edemediği bir noktaya taşıdı.

Genel bir tanımlama yapmak gerekirse duyarlı minimalizm, geçmişi geride bırakıp, gelecek kaygısını da minimumda tutup anı yaşamak üzerine kurulu bir mantık çevresinde gelişiyor. Kişinin kendi düşüncesi, mediatif süreçleri bu görüşün odak noktası. Kişinin içinde yaşadığı ortam, konsantrasyonu engellemek ya da desteklemek anlamında kritik noktada duruyor. Bu sebeple yaşama ve çalışma alanlarını dikkatli düzenlemek gerekiyor. Yeni jenerasyon konut projelerindeki en önemli ortak nokta, küçük metrekareler ve çözüm odaklı “alandan kazanma” mottosu. Bu hedef öyle bir fikir noktasına getiriyor ki mimarları, her noktada bir gizli dolap, bölme, raylar, yok olmalar, ortaya çıkmalar, sınırlandırmalar, bölümlemeler karşımıza çıkıyor. Depolama, görsel olarak da estetiği zorlayan bir kavram; dolayısıyla kentli evlerin sade makyajını da doğru yapmak gerekiyor.

Yaşamı düzenlemek, çevreye karşı duyarlı olmak ve kendimizi mutlu hissedebileceğimiz evler yaratmak için öncelikli olarak gereksiz eşyalardan kurtulup, uzun süre kullanabileceğiniz mobilyaları ve aksesuarları tercih etmelisiniz. Sahip olduğunuz her şeye bakarken ona neden ihtiyacınız olduğunu düşünün. Bir sebep bulamadığınız her şeyi hayatınızdan çıkarın. Fazlalıklardan kurtulmayı bir sanat haline getirin.

Eşyalar ile onların kozası olan saklama ve depolama çözümleri arasındaki sinerji, şaşırtan detaylarda tasarımların devreye girmesiyle daha da çarpıcı bir hale geliyor. Evin tüm odaları için düşünülmüş modüler veya birbirinden bağımsız olan bu ünitelerle zaman ve alan kazanarak daha düzenli bir yaşamın kapısını aralayabilirsiniz. Ünitenizi seçerken tüm eve yayılmış birçok parça yerine geniş bir duvarın önüne yerleştireceğiniz, renk paletinize uyumlu sistemlerden faydalanabilirsiniz. Adeta evin duvarlarından, zemininden çıkmış gibi görünecek bu parçalar hem mobilyanızın büyüklüğünü gizlemeye yardımcı olur hem de birçok eşyanızı içine alacak kadar yeriniz olur. Bizim tercihimiz stoklama için yeteri kadar kapalı çekmecesi ve kapakları olan ama aynı zamanda dekoratif objelerinizi sergileyebileceğiniz kadar açık raf ve vitrin alanlarına sahip kombinasyon ünitelerinden oluşan mobilyalardır.

Uluslarası tasarım dünyası, kolay bir çözüm formülü üretti ve yeni jenerasyon oda seperasyonları ve üniteleri ile hem mekânları birbirinden (alan, hareket kabiliyeti kaybetmeksizin) ayırdı hem de ışığı her noktaya taşıdı. Biraz geleceği tanıyalım:

Rimadesio, dekorasyon dünyasının çok yakından tanıdığı bir marka. Modern kapı sistemleri, kayar paneller, saklama üniteleri, raf sistemleri, walk-in giyinme/soyunma mekânları-sistemleri ve tamamlayıcı mobilyalar üreten çok güçlü bir firma. Modern mimariye eşlik eden ve inovatif gelişmeleri adım adım takip eden Rimadesio, cam ve metali yani organik ve teknolojik iki malzemeyi yan yana getiren işlevi estetikle buluşturan bir tasarım felsefesine sahip. Bugün dünyanın birçok yerinde seçkin projelerde yer alan Rimadesio, mimarların en büyük çözüm ortakları arasında olmakla birlikte Young & Design, KBB gibi birçok tasarım ödülünün de sahibi.
Özellikle mekânın bütün ruhunu değiştiren ve yüzey farklılıklarıyla çok stilize fonlar yaratan Rimadesio sistemleri, adeta sanat eseri gibi. Farklı seçeneklerde açılır-kapanır ve kayar sistemlerde üretirken, bütün bir panel olarak mekânı tek perspektifte kaplıyor. Bu da onu, lüks rezidans konseptlerinden flat’lerdeki pratik giyinme odalarına kadar her mekanda, sevimsiz kapı seçeneklerinden sofistike duvarlara ve onlarla bütünleşmiş kapılara götürüyor. Ev ve ofisler için tasarladığı mobilya ve duvar sistemlerine de taşıyan marka, özel ve toplu yaşam alanlarına sofistike, çağdaş ve fonksiyonel dokunuşlar ve çözümler getiriyor.

Yeni başlangıçlar mevsiminde minimal düzen matematiğine ayak uydurup hayatınızı kolaylaştırmak için sizde bir an önce fazlalıklardan kurtulmayı bir sanat haline getirmelisiniz.
Güzel bir yaşam dileğiyle!

Hayatı Durduran Banyolarda Yeni Yaklaşımlar

Dornbracht CL1 serisi duş sistemi

Gün geçtikçe biraz daha önem kazanan ve kişisel yenilenme mekânı olarak içeriğini hızla geliştiren banyolar, sadece teknoloji, işlev ve mobilya ile değil, teması, atmosferi, aurası ile de öne çıkıyor. Artık günümüzün banyo tasarımlarında su ile baş başa kalmanın, arınmanın ve rahatlamanın altı çiziliyor. Banyoların tanımı tümden değişti. 2018 sezonu için evinizin keyif sınırları genişlerken ön plana çıkan mimari özellikler ise başı çekiyor.

A.Ozan EKŞİ

 

Tüm mekânlarıyla ev yaşamının büyük resmine baktığımızda, tasarım dünyasının teknoloji gibi süratle yükselen bir yıldız ile organik yaşam ve rafineliğe sadakat arasında gidip gelmek yerine birleştiren ve buluşturan bir aksa girdiğini gözlemliyoruz. Banyolar bir süredir yeni yüzleriyle karşımıza çıkıyor. Firmalar günümüz banyolarını şekillendirirken mimari yaklaşımları, yükselen tasarım trendlerini ve tüketici tercihlerinde büyük etkiye sahip olan yaşam tarzlarını göz önünde bulunduruyor.

Bu sene Milano Tasarım Haftası dahilinde 243 katılımcının yeni banyo koleksiyonlarını sergilediği Uluslararası Banyo Sergisi’nden aldığımız ilhamla yaratıcılığın sınırlarını zorlayan fikirlere kucak açıyoruz.

İster muhteşem bir aromaterapi partisi yapın, ister jakuzide müzik eşliğinde uyuyun… Sonra raftan bir kitap seçin, day-bed’inize uzanın, arada sırada tv seyredin. Ve bunların tümünü banyonuzda yapın. Günümüz banyoları, kapıyı kapattığınız anda bunların tümünü yapabilmenizi sağlayacak şekilde tasarlanıyor. Sadece duş alıp çıkmıyor, uzun uzun bakım yapıyorsunuz, bir oturma-dinlenme köşeniz mutlaka oluyor, ayrıca iPod, iPad, DVD seyredebileceğiniz veya kitap-magazin okuyabileceğiniz bir multimedya köşeniz oluyor. Dilerseniz masaj masanızı da buraya alabiliyorsunuz. Fonksiyonelliğin yanı sıra görselliği de önemseyen yeni jenerasyon banyolar, sınırlarını aşarak genişliyor ve katma işlevler kazanıyor. Nihai kullanıcılardan gelen talepler değiştikçe, firmaların ve tasarımcıların çalışmaları da ‘individual’s concepts’ yani bireye özgün konseptler yönünde oluyor, yeni ürünler yeni alışkanlıkları doğuruyor. Mimarlığın uzun zamandır bireyi, tasarımın merkezi olarak konumlamayı beklediği gerçeğinin altını çiziyoruz.

Bob Marley’nin ünlü sözü “Bazı insanlar yağmuru hisseder, diğerleri ise sadece ıslanır” cümlesini tasarım mottosu olarak banyo, aritmetiğine uyarlayan tasarımcılar, rasyonellikten uzaklaşarak duyulara hitap eden malzeme ve yüzey seçimlerinin peşine düşüyor. Rahatlama, arınma ve dış dünyadan izole olma olgularına işaret eden banyolar, yeni teknolojilerle meditatif kozalara evriliyor.

Mekâna dinamik bir çekicilik ve akıcılık kazandıran kıvrımlı formlar bu sene armatürlerden banyo küvetlerine ve lavabolara kadar banyo ve mutfaklarda tasarımcıların öncelikli tercihleri arasında.

Tasarım arenasının son yıllardaki gözdesi pirinç, 2018 banyolarında mermer, ahşap ve cam gibi yüzeylerle kombinlenerek karşımıza çıkıyor. Rafine ve nostaljik görünümleriyle girdiği mekana estetik bir boyut katan pirinç armatürler kişisel detaylarla vurgulanıyor. Tasarımcılar inovasyonla doğayı, minimalizmle sıcaklığı başarılı bir şekilde bir şekilde bir araya getiriyor.

Yüksek kalitede banyo mobilyası tasarlama amacıyla yola çıkan Antonio Lupi bugün tüm dünyanın en ünlü üreticilerinden biri konumuna gelmiş, bu süreçte ürün gamını da geliştirmiş bir marka. Salone del Mobile’de banyo dolaplarından aynalara, taş küvetlerden duş sistemlerine, aksesuarlardan halıya ve iç-dış mekân şömine sistemlerine kadar koleksiyonlarını sergiledi.

Kalitesinden asla ödün vermeyen, gelmiş geçmiş en favori malzeme mermer; son yıllarda modern bir trend olarak keskin dönüşüyle tekrar mekânlara ev sahipliği yaptığını görüyoruz. Gücünü doğadan alan bu ihtişamlı seçenek, bu yıl hiç olmadığı kadar popüler. Ama onu sadece zeminde ya da duvarda değil lavabo ve tezgahlarda, dolap kapaklarında da görebiliyoruz.

 
Paolo Ulian’ın Antonio Lupi için tasarlamış olduğu Intrecciomermer anlayışının modernize edilmesinin en iyi örneklerinden birisi. Bağımsız lavabo içerisindeki led aydınlatmalar ile dikkatleri üzerine topluyor. Klasik blok mermer lavabolarının aksine hafifliğiyle ön planda olan bu tasarım yalnızca 55 kilogram ağırlığında.

Yeni lüksler arasında salonlara özenen banyolar var. Metrekareleri genişleyen banyolarda proporsiyonlar arasındaki armoni dikkat çekiyor. Köşe sehpası, makyaj masası, kanepe veya koltuk gibi banyolarda görmeye alışık olmadığımız mobilyalarla yaratılan mizansenler zeminde ahşap görünümlü seramikler, duvarlarda ise bleu-blanc karolar veya nostaljik duvar kağıtlarıyla sentezleniyor. Ortaya mekânı bir yaşam alanına dönüştüren samimi ve davetkar kurgular çıkıyor.

Günümüz teknolojileri banyo aynalarını da etkiledi. Aynalar kendi kendine aydınlanıyor ve buhu tutmuyor. Yeni aynalarda en çok görülen özellik Led ışık teknolojisi. Ayrıca dijital saat, radyo ve hatta televizyonlu olanlar da var. Bazı aynalar ise kendilerini ısıtarak yüzeylerinde buhu oluşmasını engelliyorlar. Teknolojik yenilenmeyle beraber farklı noktalarda da aydınlatma sağlayabilen modüllerle aydınlanıyor. Tıpkı kendinden klozet ve rezervuarlarda olduğu gibi.

Mimarinin Huzur Alanları: Havuzlar

Su insanoğlunun var oluşundan itibaren hayatın her evresinde gücünü göstermiştir. Dünyanın oluşumu, gelişimi ve dönüşümü su sayesinde olmuştur. Bu nedenle insanlar yaşamlarını suyun olduğu alanların hemen yanında kurmuşlardır. Günümüzde peyzaj mimarları, mimarlar ve tasarımcılar kentsel alanlarda suyun önemini ve gücünü çok daha iyi bilmekteler. Daha açık ifadeyle, peyzaja karşı sorumluluklarımızı yeniden hatırlamamızı su teşvik etmektedir.

A. 
Ozan EKŞİ

 

Peyzaj mimarları ve tasarımcılar, ellerindeki en önemli materyal olan suyu insan psikolojisindeki gücünü kullanarak kendi tasarımlarında mutlaka yer vermiştir. Kimi zaman bir süs havuzu, kimi zaman küçük bir çeşme veya duvardan akan bir su; kimi zaman da yüzme havuzu veya gölet kullanılmıştır. Suyun mimaride bu kadar önemli bir yere sahip olması, insanı rahatlatma, rehabilite etme yalnızca ruhsal değil fiziksel olarak da gevşetme ve stresten arındırma özelliğinden kaynaklanmaktadır. Su, sakinleştirici, konsantrasyon artırıcı, huzur verici etkileri nedeniyle pek çok projede baş aktör olarak yer almaktadır.

Havuz mühendisliği, alanında en etkili teknik uzmanlık gerektiren daldır. Projelerde estetik unsurlar ön plan tutularak görsel, mimari ve teknik unsurların entegrasyonu gerekmektedir.

Peyzaj havuz uygulamaları ise tasarlanan mekânlara ferahlık ve dinginlik katmakta olup, relax zonlarının, zen bahçelerinin tamamlayıcı ögeleridir.

Birbirinden farklı planlara sahip yüzme havuz örneklerinden göreceksiniz ki, bu yüzme havuzların kimisi açık kimisi kapalı ve her biri farklı boyutlarda. Sonsuzluk havuzlarından ekolojik havuzlara, küçük havuzlardan neredeyse yarı olimpik boyutlarda olan büyük modellere kadar birçok farklı havuz planları vardır.
Son dönemlerde oldukça popüler olan sonsuz havuzlarülkemizde İngilizce adıyla da anılmaktadır. Infinity Pool’ların özelliği, içine girildiğinde bir ucu ufka kadar uzanıyormuş hissi vermesidir. Uygun bir alana sahip olan birçok insanın ilk tercihi olan bu özel yüzme havuzları, suyun içine girdiğinizde sanki deniz ya da gökyüzü ile birleşen ve sonsuzluğa kadar devam ediyormuş hissi veriyor. Sonsuzluk havuzlarının en az bir duvarı içindeki su seviyesiyle eşittir, böylece deniz ya da gökyüzü, her nereye doğru uzanıyorsa, arada kesinti oluşmasına izin vermez.

Son yıllarda gerçek bir iyileştirme alanı olarak tasarlanan evler, fonksiyonelliği ön planda tutan ancak dekorasyon tarzını da es geçmeyen birer cennet şeklinde hayal ediliyor. Kısaca ev tipi spa-wellness alanlarına dönüşen havuzlar, sadece spor değil, arınma, dinlenme, tazelenme, iyileşme gibi fillilerle birlikte anılıyor. İnsanı su ile buluşturan bu özel atmosferler için tasarlanan sistemleri de günlük hayatımıza keyif katan son teknolojiler olarak saygıyı hak ediyorlar. Terapik ve estetik duruşları sayesinde birer sığınma noktasına dönüşen havuzların yeni yüzü konformist bir bakış açısıyla karşımızda. Mozaik görünümlü yüzeyler ve taş dokulara yer açın. Sukabumi adıyla yeni yeni tanınan, mineral taşlarla döşenen havuzlar 2018 trendlerinin başında geliyor. Bireysel detayların kullanımına olanak sağlayan özel işlemeli koleksiyonlar, kişisel beğenileri vurgulayan modeller ve teknolojiler, yüzme keyfinizi artırırken kendinizi özel hissetmenizi de sağlıyor.

   

Geleceğin evlerinin profiline baktığımız zaman, iç ve dış mekânlarda spa havuzlarının kurgulandığını ve doğa ile buluşan, renkleri ve enerjisiyle özgür, mutlu ve huzurlu alanlar yaratıldığını görüyoruz.

Ekolojik havuz olarak da bilinen doğal havuzlar, tipik havuz kimyasalları yerine biyolojik filtrelerin ve su bitkilerinin kullanıldığı ve hijyenin bu tür doğal malzemeler ile sağlandığı havuzlardır. Gölün yanında bir eve sahip olduğunuzu hissettirecek doğal havuzlar, özel olarak seçilip yerleştirilmiş, yöresel bitkiler sayesinde su hem temizlenir hem de oksijen ile zenginleştirilir. Kofa, hasırsazı ya da su kamışı bitkileri kendi kendilerine yetiştikleri için en çok tercih edilen seçimlerdir. Ev, denize yakın bir bölgede ise deniz suyundan yararlanılarak da havuzunuzu kullanabilirsiniz.

   

Kapalı havuzların genelde zemin katında olmasına alışığız. Ancak imkân varsa, kapalı yüzme havuzunu binanın en üst katına taşıyarak cam duvarlar vasıtasıyla muhteşem manzaralara kavuşabilirsiniz. Teknolojik trendlere baktığımızda tabanı yükselip alçalabilen havuzların derinliğini değiştirebilirsiniz. Dilerseniz havuzu tamamen ortadan kaldırıp evinizde çok amaçlı olarak kullanabileceğiniz geniş bir alan da açabilirsiniz, artık havuzların tabanı kenarındaki zeminle eşit olacak kadar yükselebiliyor.

Baharla Gelen Özgürlük

Güneşin sımsıcak yüzünü göstermesiyle dış mekânlarda geçirdiğimiz zaman uzadı. Kasvetli ve dondurucu kış aylarının ardından, tıpkı sizin gibi evinizin de canlanmaya ve yenilenmeye ihtiyacı var. Evlerin dış dünyaya açılan kapısı balkonlar, gökyüzüne dokunan teraslar, doğadaki keyif köşeleri dekoratif bahçeler ve tatili ayağınıza kadar getiren havuzlu alanlar için erken hazırlık vakti! Yaşadığınız yerin atmosferini tazelemek hem psikolojinize hem de ruhunuza iyi gelecektir.

Hayatımızda değişen ihtiyaçlar, iklimler ve yaşam koşulları ister istemez iç ve dış mekân ilişkisinin de değişimine yol açıyor. Artık iç ve dış mekân ayrımının eskisi kadar sert değil, daha yumuşak geçişlerle olduğunu gözlemliyoruz. Tıpkı banyo ve giyinme odalarının yatak odalarına entegre edilmesi gibi. İç mekân mobilyalarında olduğu gibi açık alan tasarımlarında da dayanıklılık, konfor ve görsellik konusunda şüphesiz büyük bir değişiklik yaşıyoruz. Evdeki rahatlık duygusu ve estetik anlayış dış mekânlarda da kendini ele veriyor. 2018 sezonunda dış mekân mobilyalarının bahçe, balkon, teras, güneşlenme alanları ve farklı özel alanlar gibi çok yönlü kullanıma açık olarak kurgulandıklarını görüyoruz. Sandalye, koltuk, kanepe, sehpa, masa ve şezlong olarak oluşturulmuş yeni nesil serilerin tekli, ikili veya çoklu alternatiflerinde ise yanyana geldiklerinde grup oluşturma fonksiyonu sağlaması yoluna gidiliyor. Bu tip tasarımlarda fonksiyonel ve ergonomik bir estetiğin hedeflendiği oldukça belirgin olarak karşımıza çıkıyor.
Yaşam alanları, iç mekânlardan bahçe, teras, balkon gibi açık hava noktalarına taşınırken, bu yeni buluşma noktaları da adeta iç mekân şıklığında tasarlanıyor. Açık hava odalarının bu seneki stil haritasında, zengin botanik simgeler: bambu, hasır ve tik gibi doğal malzemeler, rustik, bohem ve iskandinav-modern stillerin karmasından doğan bir kurgu yer alıyor.

Markalar ise özellikle bu yıl stil sahibi ruhlara özgün mekânlar yaratıyor. Tasarım, işlevsellik ve yalınlığa vurgu yapan mobilyalarıyla dekorasyon gurularının yakından takip ettiği Manutti, bu sezon zamansızlığın sırrını modern formlarda arıyor. Ev yaşamına baharla birlikte taze nefesler katacak ve her metrekarede daha dinç, daha keyifli ve daha sıcakkanlı hissettirecek tasarımlarla yeni sezona ‘merhaba’ diyor.

Sem Collections’ın ince bir zevkin mükemmel birleşimi niteliğindeki marka portföyünde bahçenize uygun birçok alternatif bulabiliyorsunuz. Yapılacak düzenlemeler ve minik dokunuşlar ile evinizi yeni sezona hazırlayabilirsiniz.

Salıncak keyfinden mahrum kalmayın. Geniş bir balkonunuz, terasınız, hatta bahçeniz varsa salıncak ya da hamak alarak siesta keyfini günün her saatine yayabilirsiniz. Artık iç mekânlar için de çeşitleri bulunan hamaklarla odanızda tatil havası estirebilir, iş çıkışlarında evinize koşa koşa gitmek isteyebilirsiniz. Alacağınız salıncağı ya da hamağı canlı renklerden seçerseniz yaz mevsiminin ruhunu her an yanınızda hissedebilirsiniz.

Açık hava keyfinizi yatay düzleme taşıyan ve sizi güneşin çekici sıcaklığında konformist bir ergonomiyle kucaklayan şezlongları da tercih etmeniz mümkün.

Mekânın ruh halini belirleyen, konfor faktörünü etkileyen aydınlatma elemanları ise dekorasyonunuzun finalidir. İnovatif malzemeler, sanatsal formlar ve yeni teknolojilerle stil evrimini bir üst boyuta taşıyor. Dünya devleri ile iş birliği yapan Contardi’ye ait Muse koleksiyonu ve Masiero’ya ait Drylight koleksiyonu radarımıza girenler arasında.

SON TEKNOLOJİ KÜVETLER, ÇOK FONKSİYONLU DUŞ KABİNLERİ

Treesse 40 yıllık sektör deneyimiyle, son teknoloji küvetler ve çok fonksiyonlu duş kabinleri üreten, yerli ve yabancı pazarların ihtiyaçlarını karşılamak için geniş bir ürün yelpazesi sunan Gruppo Treesse, klasik 19. Yüzyıl görünümünden sade olan modern şıklığa kadar her zevke uyacak şekilde tasarlanmış olan küvet ve duş sistemleri üretiyor. Ahşap, cam ve metal malzemelerin kullanılmasıyla, tasarım ve kaliteyi bir araya getiriyor.

TREESSE-HOME 

BANYOLARDAN DUŞ KABİNLERİNE, TAMAMEN SAĞLIKLI OLMANIN YENİ KONSEPTİ

Güçlendiren gizlilik

Full rahatlamanın hazzı dışında her şeyi gizlemek; yenilikçi Ghost sisteminin söz verdiği şeydir. Mini yüzme havuzlarından banyo küvetlerine, duşa kabinlerden ses yayıcıya, Ghost sistemi; görünmeyen teknoloji ile komple iyi olmayı sesler, renkler ve ışıkların içinde olduğu konforlu bir karışımda birleştirir.

 

 

TREESSE Minipiscine

Mini-havuz

Hidromasaj üzerindeki geniş tecrübesine dayanarak, Treesse tamı tamına İtalyan stiliyle uyan düzgün kaygan çizgiler arayan hidrospa çizgisini sunmaktadır. Kalitemiz ve teknolojik yenilik en üst çizgide İtalyan üretiminden yapılmıştır.

Bu hidrospalar özellikle dünyada eşi olmayan patentli özel Ghost Sistem’den yapılmaktadır. Özellikleri olarak; göz yakalama, görünmeyen hidromasaj jetlerinin yerleştirildiği mod ayarlı Led ışık şeritleri vardır. Hidrospalarımız geliştirilmiş filtre sistemi ve en gelişmiş teknolojik özelliklidir. Özel evlere veya projelere; modernden klasiğe dekor stilleriyle temiz-çizgili tasarımıyla mükemmel olarak uyarlanır.

TREESSE-ALBATROS

STEP-BOX-Marc Sadler tasarımı.

Step-box; farklı şekiller ve ölçülerden oluşan basamakların koleksiyonudur. Çok temiz, şık tasarım özelliğinde mini havuzları alabilmek için uygun, pratik ve çok yönlü opsiyonlar sunar. Ahşap parçalı Crystaltech* malzemesinden yapılmıştır.

TREESSE-ALBATROS

SURI-Massimo Farinatti tasarımı.

Kadifemsi yumuşak sarılma, anlık iyi olma (well-being) Beyaz kadife olarak duran Whive; aynı isimli malzeme kadar yumuşak mat bir bitişlidir. Yumuşak ve davetkar dokunuşa sahiptir, bu iyi materyal kompakt ve yumuşak yüzeyler yapmak için doğal elementlerin yenilikçi birleşiminden yapılmıştır. Whive, pürüzsüz bitişlidir, kolay temizlenir ve birinci sınıf hijyen için tamamen hipoalerjeniktir. Whive; sürtünme ve darbeye dayanıklı rengi uzun süre kalıcı hafif ürünler yaratır.

 

EĞİLİMLERİN IŞIĞINDA AYDINLANIN

Mimari tasarımlar kim ya da kimler için tasarlanıyor olursa olsun, ışığın tasarımdaki kullanımı son derece önemlidir. Müstakil bir ev, kullanışlı bir ofis veya ışıldamak isteyen bir mağaza… Dünyanın neresinde olursa olsun yapılar, ışıklandırmaya ihtiyaç duyarlar. Çünkü tüm mimari tasarımlar içinde yaşayacakları insanlar için tasarlanırlar ve insanların en büyük ihtiyaçlarından bir tanesi de ışıktır. Bu yüzden ışığın kullanımı mimarlıkta son derece önemli bir husus olarak karşımıza çıkar.

Işık ve aydınlık, insanlar için ihtiyaç olmasının yanı sıra aynı zamanda estetik bir unsurdur. Mimari tasarımlarda ışığın kullanımı, aydınlık insanlara ferahlık verir, onları psikolojik olarak iyi yönde etkiler. Bu yüzden ışığın kullanımı mimarların üzerinde en çok durdukları unsurların başında gelir. Işık kullanımı konusunda farklı bir yol izleyen Gotik mimari, mimarideki bu genel eğilimin aksine mekânların içinde de dışında da karanlığın ve karanlık alanların üzerine düşer. Gotik sanat akımının insanları suçluluk ve karamsarlığa ittiğini söylemeye gerek yok.

Günümüzde tasarım alanındaki gelişmelerin temelinde, pozitif bilimlerdeki gelişmeler yatmaktadır. Bu noktada pozitif bilimlerin gelişmesi, insan ile ilgili tüm alanlarda yapılan çalışmalarla birlikte, aydınlatmanın da yan bilgi olmanın çok ötesinde, başlı başına bir konu olduğunu ortaya koymuştur. Geçmişte aydınlatma teknolojileri alanındaki araştırmalarda göz ardı edilen konular, günümüzde sağlık sorunları olarak karşımıza çıkmaktadır. Verimlilik, performans, mekân algısı gibi konular, özellikle iç mekânların fiziksel ortam koşullarından kaynaklanan problemlerdeki artış nedeniyle göz ardı edilemez bir konuma gelmiştir. Bu noktada; ışığın geliştirilmesi, üretilmesi, satılması, uygulanması ve tasarlanması konularında, çalışan kişiler tarafından, ‘iyi görme koşullarının sağlanması için’ ışık uygulamak konusu, insan sağlığı çerçevesinde düşünülüp sağlıklı aydınlatmanın gereklerini yeniden belirlemesi gerekmektedir.
Sonuç olarak; özellikle görsel performans düzeyinin yüksek olmasının istendiği durumlarda mekânda yapılacak aydınlatma tasarımının da mekânla birlikte tasarlanması gerekmektedir. Bu amaca yönelik yapılacak aydınlatma tasarımlarında, zamanının büyük bir kısmını kapalı mekânlarda ve yapay ışıkla geçiren kişilerin, yapay ışıktan fizyolojik, biyolojik ve psikolojik bakımdan nasıl etkilendiklerini bilmek gerekmektedir. Bir mekânın mekânsal özellikleri ve yaratılmak istenen atmosfer en iyi ışık sayesinde vurgulanabilir. Daha iyi görme koşullarını sağlamanın ortamdaki aydınlık düzeyini yükseltmek olmadığı yeni nesil araştırmalarla anlaşılacak ve belki de günümüzde doğru olarak kabul ettiğimiz pek çok uygulama tarihte kalacaktır. Işık mekânın kimliğini ve mekânsal özelliklerini doğrudan etkilemekte ve oluşturmaktadır. Bu bakımdan aydınlığın karanlık yüzünü görmek, zamanımızın  büyük kısmını geçirdiğimiz iç mekânlara aydınlatma bakımından daha etkili yaklaşımlar getirecektir.

Yaratmak istediğiniz ambiyansın yolu, belirlediğiniz ışık miktarı ve stilden geçiyor. Aydınlatma elemanları ise güçlü tasarımlarıyla dekorasyonu tamamlayan kilit birer oyuncu haline dönüşüyor. Farklı stillerdeki tasarımlarıyla ikinci planda kalmayı reddeden aydınlatma elemanları ve taze kullanım fikirleri yeni heyecanlara ışık tutuyor.

 

PARLAYAN, YANSIYAN, YÜKSELTEN DEKO-ŞİFRELER

Klasiğin Vazgeçilmezliği

Her dönemin zamansız stillerinden olan klasik tasarım anlayışı, aydınlatmada birer mücevheri andıran çizgileri ile modası geçmeyen zevkleri yansıtıyor. Gösterişi ve şatafatı ile avant-garde bir duruş sergileyen dev sarkıtlar, sarkıtların en büyük tamamlayıcısı aplikler, masa üzeri aydınlatmalar ve lambaderler ile klasik tarzdaki yaşam alanınızda çarpıcı bir vurgu sağlayabilirsiniz.

ÇARPICI VE SADE : DOĞAL TAŞ

“Günümüzde dünyayı ele geçiren sentetiğin aksine
doğal taş, insana ve yaşam alanlarına doğal
malzeme sağlamaktadır. Eskiden lüksizm göstergesi
olan, sonrasında popülarite kaybı görülen
ancak kalitesinden asla ödün vermeyen mermer;
son yıllarda modern bir trend olarak keskin
dönüşüyle tekrar mekânlara ev sahipliği yapıyor.
Mermer anlayışı modernize edilerek,
gelecek nesillere aktarılıyor. Bu yıl çok sık
karşılaşacağımız farklı malzemeler,
dekor elementleri, akıllı eklemeler arasında
doğal taş ve mermer ilk sırada bulunuyor.
Kendine özgü karakteri
ve rengi bulunan mermerin
doğal güzelliğini tasarım
ve tutku ile günlük hayatımızda
ev dekorasyonunuza yansıtacak
en yeni mermer mobilya
ve aksesuarlarla tanışın.”

DOĞAL TAŞTAN İNŞA EDİLEN ESERLER
YILLARA MEYDAN OKUYOR
Doğal taşlar geçmişte doğada bulunduğu şekilde
ya da kabaca yontularak mekânda konstrüktif
amaçlı kullanılırken zaman içerisinde teknolojinin
gelişimiyle farklı biçimler kazandırılarak mekânda
farklı amaçlı kullanılmaya başlanmıştır. Sanayi devriminden
önceki dönemlerde, bugün bildiğimiz
anlamıyla teknolojinin henüz ufukta görünmediği
çağlarda bile insanlık doğal taşlarla muazzam mimari
eserler ortaya çıkarmıştır. Bu eserlerin oldukça
önemli bir kısmı bugün bile ayakta ve halen kullanılmaktadır.
Bu doğrultuda taş ustalığı da tarihin en
eski iş kollarından biridir.
Doğal taş, ister yapı konstrüksiyonunda yer alsın,
ister kaplama malzemesi olarak kullanılsın yapıda
bulunma sebebi sadece bir zorunluluk değil
aynı zamanda doğadan gelen, sağlıklı, ekolojik, ısı
konforu sağlayan ve estetik niteliğe sahip bir malzemedir.
Dolayısıyla mimaride güncelliğini daima
korumuş ve yaşam mekânlarında hak ettiği ilgiyi
görmüştür.


Alternatif yapı malzemelerinin hızlı gelişimiyle
birlikte doğal taş kullanımı büyük ölçüde azaldı
ve belli alanlara sıkıştı dersek yanlış olmaz. Bugün
ancak villa tipi müstakil evlerde yapı malzemesi
olarak kullanılan doğal taşlar ve mermerler, diğer
taraftan da hayatımızın başka alanlarına girmeye
başladılar. Bu da ağırlıklı olarak iç mimari ve dekorasyon
alanlarında karşımıza çıkıyor.

Doğal taş ile tanımlanmış çevrelerde kullanılan
taşın özelliği gereği bu malzeme kullanıcının
yaşamı için gerekli fiziksel ortamı sağlamaktadır.
Bu malzemenin bir araya gelişindeki detaylar
tasarım dili oluşturmakta ve inşa edildiği bölgenin
yöresel mimari karakterini belirlemektedir.
Doğanın içinden gelen bu malzeme sağlıklı ve
çevreci özelliği ile insanoğlu için yaşanılır bir çevre
olarak kabul görmüştür.
Mekânın yüzeylerinde kullanılacak plak halindeki
doğal taş (mermer, traverten v.b.) kaplamaların
uygulama şekli, atmosfer şartlarına dayanıklılığı
(yağmur, kar, toz, v.b.), sertliği, işlenebilmesi, homojen
olması, renk ve dokusu yapının mimari
karakteri, bulunduğu iklim, yapı konstrüksiyonuna
bağlı olarak belirlenir. Granit, mermer, traverten
gibi doğal taşların cilalı yüzeyi mekâna
ihtişam katar, mekânın cazibesini artırır. Taş
ocağından çıkarılan çeşitli renk ve dokuya sahip
taşlar, düzgün kesilerek yapılarda kullanılmaktadır,
şekillendirme sırasında ortaya çıkan küçük
taş parçaları ise bu yapının cephe kaplaması için
kullanılır.

Görsel zenginliği ve estetik duruşu ile dekorasyon
dünyasına damga vuran mermer trendi, geçen yıl
fazlasıyla alıştığımız gri ve antrasit tonlarını bu yılda
daha cesurca kullanabileceğimizi ispat ediyor.
Önceki yıllarda güç ve iddialı görünümü simgeleyen
siyahlar, çoğunlukla cam ve cilalı mermerlerde
karşımıza çıktı. 2018’de ise antrasit ve siyahlar daha
yumuşak ve organik formlarla kullanılacağı öngörülmektedir.
Parke ve ahşap yüzeylerde antrasit ve mat cilalar,
duvarlarda mat ve hafif tekstürlü boyalar, mekânlar
küçük bile olsa parlak yüzeylere göre daha az iddialı
oldukları için diğer malzemelerle daha kolay bir araya
gelecekler.


Mimarların gözdesi olacak mermer stili aslında ev
dekorasyonunda her renkle uyum sağlayabildiği
için işleri kolaylaştıracak. Dokunduğu her yere minimal
bir hava katan mermer, mekânın niteliğini
başka bir boyuta taşımaktadır. Ev dekorasyonunuza
uygun mermeri; banyolarda, mutfaklarda, masalarda,
konsollarda ve sehpalarda kullanarak bu trende
katılabilirsiniz.

BOMBAY Lüksün Anılara Yolculuğu

Global dekorasyon sektörünün prestijli markalarına ev sahipliği yapan Sem Collections, her gün hızına hız katarak değişen, genişleyen ve işlevselleşen yeni nesil evler ve bütünüyle kullanıcı odaklı trendler ile dolu.

Günümüzün önde koşan tasarım firmalarından Alivar’ın 2018 koleksiyonu, bir yandan sadeleşen ve boş bir kâğıt kadar işlenebilir olmaya hazırlanan mekânlara, diğer yandan kişisel detaylar ile dekore edilerek benzersizleşmeye ve özgünleşmeye hazırlanmakta. Gelecek, az eşya – çok mana üzerine kurulurken, titiz İtalyan işçiliği ile hazırlanan 2018 koleksiyonu, kişisel yaşam alanlarında konforu ve lüksü size sunmak için tasarlandı.

Bombay,depolanan aksesuarların ve anıların korunması için özel olarak tasarlanmıştır. Çok fazla alan harcamadan, iyi organize edilmiş depolama alanları hayatımızı kolaylaştırdığı gibi yaşam alanlarının verimli kullanılmasını sağlar. Geniş makyaj aynası, saat ve mücevher bölmeleri, depolama rafları, kemer ve kravat düzenleyicileriyle fonksiyonel bir mobilya olarak evlerde hak ettiği değeri görüyor. Özel askı sisteminin yanı sıra seyahat anılarınızı veya notlarınızı almanız için şık bir masaya dönüşebilen çekilebilir raf tasarımda fonksiyonelliğin ve özgürlüğün yansıması olarak kullanıcılarıyla buluşuyor.

Geçmişin izleri modern bir trend olarak keskin dönüşüyle mekânlara tekrar ev sahipliği yapıyor. Fonksiyonel mekanizması ve kusursuz kulplarıyla şık bir tasarıma sahip olan Bombay, evinizde bir yıldız gibi parlayacak…

Alivar‘ın ve diğer markalarımızın benzersiz mobilya deneyimlerini yaşayabilmek için Sem Collections’ın Çiftehavuzlar mağazasını ziyaret edebilirsiniz.

Mutfak tasarımı ve renk seçimi

Mutfak için tercih edebileceğiniz renk skalası oldukça geniştir. Yeşil, mavi, siyah, beyaz, kırmızı, sarı gibi ana renklerin yanında, bu renklerin farklı oranda birleşiminden elde edebileceğiniz sınırsız renk vardır.

Son yıllarda, mutfak tasarımlarında eski ve retro renk tonlarından uzaklaşıp, daha modern ve lüks mutfak tasarımlarının benimsendiği görülüyor. Ankastre mutfak, ada mutfak gibi bilinenlerin dışında, 3D mutfaklarda da, canlı renk tonlarını görebilmekteyiz.

Gelin hep birlikte, mutfak modellerindeki ideal renk tonlarını inceleyelim ve kendimiz için en iyisi olan mutfak modelinin rengine karar verelim.

Kolay temizlik için açık renkler:
Temizliğe önem veren titiz bir yapınız varsa, açık tonlarda mutfak dolaplarını tercih etmelisiniz. Kir ve parmak izini çok az belli ettikleri ve temizlemesi kolay olduğu için, daha avantajlıdır.

Büyük mutfaklarda koyu renkler:
Mutfağınız büyükse, koyu renk tonlarını tercih etmelisiniz. Çünkü açık renkler daha geniş bir ortam yaratacağından, zaten büyük olan mutfağınız daha da büyük görünerek, sıcaklıktan uzaklaşabilir.

Karanlık mutfaklarda açık renkler:
Eğer mutfağınız yeterince ışık almıyorsa, koyu renk tonlarından oluşan mutfak dolapları, mutfağınızı karanlık ve kasvetli yapacaktır. Bu sebeple açık renk tonlarından oluşan mutfak dolapları tercih etmelisiniz.

Şimdi gelin birlikte bir İtalyan tasarım devi Valcucine nin Artematica koleksiyonundan sarı ve mavi renklerdeki lüks mutfak tasarımlarını görelim.

Valcucine Artematica koleksiyonu:

Suni bir ortamda kullanıldığında bile, doğanın renkleri her zaman kusursuz bir biçimde uyuşmaktadır. Sarı, güneşi simgeleyen bir renktir. Yeşil bitkileri, mavi denizi ya da havayı, beyaz bulutları, kahverengi toprağı simgeler. Bütün bu renkleri bir arada kullanarak, mutfağınıza doğayı taşıyabilirsiniz.

Mavi denildiğinde ilk akla gelen, hiç şüphesiz denizdir. Kim deniz manzaralı bir evde oturmak istemez ki? Pencerenizi açtınız ve karşınızda deniz. İçiniz huzurla dolar eminiz. İşte denizin verdiği bu huzuru, mutfağınızda mavi rengi kullanarak yakalayabilirsiniz. İster turkuaz, ister lacivert, ister açık mavi…